
YAZAN: Meltem Ulu Yavuz
KOÇLUK YAKLAŞIMIM VE FELSEFEM
Bu yazıda amacım, koçluk yaklaşımımı ve koç olarak kim olduğumu anlatmak. Ben hayatı bir yolculuk olarak görüyorum ve öyle yaşıyorum. Dolayısıyla koçluk yaklaşımımı da, bu yaklaşımı oluşturan yolculuğun bazı duraklarını anlatarak açıklamak istiyorum. İşte benim keyifli yolculuğum ve adım adım koçluk yaklaşımımı oluşturan unsurlar..
BENİM YOLUM
Koçlukla tanışma ve ardından yaşadığım öğrenme ve değişim yolculuğum koçluğumu ve koçluk yaklaşımımı etkiledi. Bu nedenle kendi yolculuğumu, aldığım eğitimlerden koçluk felsefemi etkileyen en temel yaklaşımları ve modelleri aşağıda anlatacağım.
İnsan Kaynakları Profesyoneli Olmak...
Kurumsal hayatta, Türkiye’nin en büyük medya holdinglerinde birinde, İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalışıyorken koçlukla tanıştım. İnsan Kaynakları Grup Başkanına bağlı olarak 6 farklı
şirketin İnsan Kaynakları Yöneticiliğini yapıyordum. Bu 6 farklı Genel Müdür, onlarca Genel Müdür Yardımcısı, binlerce medya çalışan demekti. İşimi iyi yaptığımı düşünmekle birlikte, insanları daha fazla anlamak, onlara daha fazla dokunabilmek, katkıda bulunabilmek ve İnsan kaynakları profesyoneli olarak ilerleyebilmek için koçluk eğitimi almaya karar verdim. Ve Adler’den eğitim aldım. (Aldığım koçluk eğitiminden bireysel olarak çok etkilendim ve bir değişim sürecine girdim. Ama bu ayrı bir hikaye..) Koçluk eğitimi aldıktan sonra kurum içinde çok yoğun olarak koçluk yaptım.
Koçluğun kuruma katkılarını, kurumsal hayattaki insanların koçluk ihtiyacının büyüklüğünü, bir HR profesyoneli olarak sistemin nasıl kurulabileceğini, nasıl işletilmesi gerektiğini, hassas dengeleri ve ihtiyaçları birebir içinde yaşayarak deneyimledim. Özellikle üst düzey yöneticilerle yaptığım koçluklar bana çok önemli deneyimler sağladı. 17 yıllık kurumsal hayatımda onlarca farklı üst düzey yönetici ile birebir çalışmış olmak ve sonra da kurumsal hayatın içindeyken onlara koçluk yapmış olmak benim için çok önemli bir tecrübeydi. Bu geçiş süreci sayesinde, üst düzey yöneticiler dahil her seviyedeki kurumsal hayat çalışanına koçluk yaparken, koç olarak kendine güvenen, ilişkilerinde rahat ve doğal bir profesyonel koç doğdu.
Profesyonel Koç Olmak...
Kurumuma hizmet etmek niyetiyle aldığım koçluk eğitimi, beklemediğim şekilde, en çok bana hizmet etti. Başlangıçta hiç de tahmin etmediğim, öngörmediğim bir değişimi başlattı. Eğitim sürecinden sonraki aylar boyunca kişisel gelişimimi sürdürmemde, koç olarak kendimi bulmamda ve özgürleşmemde en büyük destekçim olan sevgili mentorum Enis Arslan’ın farkındalık yolculuğumda olağanüstü katkısı oldu. Eğitimden sonraki bir yılın sonunda artık kurum içinde olmak istemediğimi, koç ve eğitmen olmak istediğimi farkettim. Bu kararı verirken beni en çok etkileyen unsur farkına vardığım değerlerimin ve yeni hayallerimin peşinden gidebilme arzusuydu. Bu arzuya uygun harekete geçebilmek için de iç eleştirmenimin yarattığı engellerimi aşmam, yetişkin bir birey olarak seçimlerimi yaparak özgüvenle eyleme geçmem gerekiyordu. Ayrıca, koçluk başlı başına bir değişim süreci iken ve danışanlarıma onların pozitif değişim yolculuğunda eşlik ediyorken kendi konfor alanımda kalıyor olmak ve korkuyla değişimden kaçmak da beni rahatsız etmeye başlamıştı. Bu farkındalıklar birikiyordu ki, Adler’de bir eğitime asistanlık yapıyorken istifa kararımı verdim. Profesyonel bir koç olarak aldığım eğitimde vurgulanan, FARKINDALIK – SEÇİMLER – ÖZGÜVEN üçlüsünü işletirsen sonunda danışanın EYLEM’e gitmesine eşlik edersin. Bu yaklaşım benim en temel koçluk felsefemi oluşturdu..
Bir diğer önemli yaklaşım şuydu esas aldığım:
Koçluğun BİLİMİ – KALBİ – SANATI
Hiç durmadan öğrenmeye devam etmeye ve birçok bilgi ve farklı akımlarla bütünleşen kendi sanatımı yaratmaya karar verdim. Adler’in Practicum programını tamamlaman da bu sürece hizmet etti. Kendi kalbini sürece getirmek de çok önemliydi ve bu YAPMA halinden OLMA haline geçmeyi gerektiriyordu. Geçen yıllar içinde hem BİLİM hem KALP hem de SANAT’ta; YAPMA’dan OLMA’ya doğru ilerlemede güzel yollar aldığımı düşünüyorum. Ancak şunu söylebilirim ki; bu üçgendeki yolculuğum hala keşifler ve keyifler dolu olarak devam ediyor ve edecek...
Şiddetsiz İletişim Kolaylaştırıcısı olmak...
Profesyonel Koçlukta sürekli ilerleme ve derinleşmeye devam etme arzum beni hep yeni eğitimlerle karşılaştırdı. Bir sonraki adımım Şiddetsiz İletişim eğitimi oldu. 9 aya yayılmış 15 günlük bir eğitimden sonra 4 günlük bir retreat’le tamamlanan bu eğitim özellikle benim kendimle olan iletişimimde olağanüstü yol almamı sağladı. Etrafıma hiçbir zaman şiddet uygulamadığımı düşünürken, eğitim sürecinde farkettiklerimden sonra kendime de etrafıma da uyguladığım iletişimdeki şiddet zihniyetimi farkettim ve Vivet Alevi, NVC Trainer and Supervisor, sayesinde yeni bir değişim yolculuğuna çıktım. Bu süreçteki tecrübem ve Şiddetsiz İletişim uygulamalarında edindiğim tecrübe koçluğumda sihirli bir dokunuş sağladı. Danışanımın ihtiyaç duyduğunu farkettiğimde Şiddetsiz İletişim Modelini koçluğumda uyguluyor olmam, özellikle duygularla çalışırken, daha önce hiç olmadığı kadar derinleşmeyi, farkındalıkları somut eylemlere dönüştürmeyi sağladı. Bu model ayrıca, kişinin ihtiyaçlarının farkında olmasının ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaya dair sorumluluğun tamamen kendinde olduğunu görmesinin çok etkili bir aracıdır. Ayrıca danışanın kendi kafa sinemasının farkına varması nasıl düşündüğünü, zihniyeti, varsayımlarını farketmesini sağladığı için hayatına dair büyük öğrenmeler ve değişimler yaratmaktadır.
NVC modeli :
Bir olaydan tetiklenir ve kafa sinemamızı yaratırız. Sonra yarattığımız sinemada rolleri biçer, senaryoyu yazar, replikleri hazırlar ve bu filme de tamamen inanırız. Sonra da bu senaryoya göre tepki veririz. Bu da elbette aslında istemediğimiz bir karşı tepki doğurur.” Der.
Bunu aşmanın yolu öncelikle;
“sadece Gözlem’ine bak,
bu gözlemin sende şu anda yarattığı duyguya bak,
bu duygunun arkasındaki karşılanmayan ihtiyaca bak ve
sonra da önce kendinden ve sonra karşındakinden ricanı belirle” Der.
Şiddetsiz İletişim benim; duygularla da çok rahat ve derin çalışabildiğimiz koçluklar yapmama ve koçluklarımda veya iletişimimde tetiklenmeden, kafa sinemalarına başvurmadan rica’larımı belirleyip iletebilen bir koç olmama hizmet etti.
Executive coach olmak...
Kurumsal hayattan ayrılıp tam zamanlı Profesyonel Koç olarak çalışmaya başladığım dönemde üst düzey yöneticilerle koçluklarımda kendimden daha emin, daha rahat ve eli ve bilgisi daha dolu bir koç olmak istedim. People Dynmamics Learning’in Business Coaching Advantage ve Leadership Coaching Advantage programlarını tamamladım. Programın ilk günü Dorothy Greenaway, MCC, aşağıdaki modeli ilk anlattığında ve eğitimin ilerleyen anlarında süreç içinde Outer World Context’e ilk vurgu yaptığında bu yaklaşımı çok yadırgadım. O ana kadar koçluğun sadece kişiye, onun hedeflerine ve onun iç dünyasına odaklanması gerektiğini düşünüyordum. Yönetici koçluğunda Outer World’un ne kadar önemli ve etken bir unsur olduğunu, bütünselliği sağlamak için asla atlanmaması gereken bir gerçeklik olduğunu ancak zaman içinde ve uygulama yaptıkça daha fazla anladım ve içselleştirdim. İlerleyen dönemde programın Practicum programını da bitirdim ve Business Coaching Advantage programının eğitimin Türkiye’deki eğitmenlerinden biri oldum.
ICF onaylı bir ACTP programı olan Business Coaching Advantage programını almak ve eğitmeni olmak; teorik bilgisi, uygulama tecrübesi, kendine güveni ve netliği tam bir executive coach olma yolunda hızla ilerlememe çok önemli katkılarda bulundu. Ayrıca People Dynamics’in Conversation Advantage eğitiminin de Türkiye’deki eğitmenlerinden biri oldum ve bu süreçte bazıları aşağıdaki modeller olan birçok harika modeli öğrendim ve eğitimini verdim. Bu sayede Conversational Intelligence (Konuşma zekası) konusu ile de ciddi şekilde tanıştım. Bu modeller benim Executive Coach olarak liderlerle çalışma şeklimi çok olumlu şekilde etkiledi. Liderlerin en büyük gelişim alanlarının ESKİ C’den YENİ C’ye geçiş yapmak olduğunu ve zihniyet değişiminde ASPIRING zihniyet modeline geçmeleri gerektiğini yoğun olarak gözlemledim ve koçluklarımda bu modellerden faydalandım. Koçlukta ihtiyaç doğdukça, bu modellerle tanıştırdığım yöneticiler kendi mevcut durumlarını ve gelişim alanlarını rahatlıkla gözlemlediler ve liderliklerinde ilerlediler. Business Coaching Advantage, Leadership Coaching Advantage ve Conversational Intelligence programlarının hayatıma girişi, Executive Coaching’in farkını ve kendine özel dinamiklerini çok
daha iyi anlamamda; liderlerin daha etkin ve daha başarılı liderler olmalarına koçluğumla daha
fazla katkıda bulunmamda hizmet etti. Bu sayede Liderlerin çağa uygun şekilde dönüşüm ve değişimlerinde onlara eşlik eden, liderlik modellerine dair bilgi ve farkındalık sağlayan, ilham
veren bir koç olma yolunda daha fazla ilerledim. İlerledim ve geldiğim nokta beni Şubat 2018’de, Türkiye’nin ilk AC Akredite Master Executive Coach’u olmanın mutluluğuna eriştirdi.
Takım Koçu olmak...
Şirketlerde yöneticilere koçluk yapmanın katkısının büyüklüğünü gözlemlemekle birlikte şirketlerin en büyük ihtiyacının bireylerin, özellikle üst düzey yöneticilerin, takım olarak çalışabilmesi olduğunu gözlemledim. Üst düzey yöneticilere koçluk yaparken görüyorum ki her biri eşsiz, başarılı, yetkin liderler ancak takım olarak bir arada çalışmakta zorluk yaşıyorlar. Takım Koçluğu yapma kararım bu gözlemden çıktı. CRR Global’in eğitimi olan Organisation and Relationship Systems Coaching programına katıldım ve ICF akredite bir ACTP program olan bu eğitimi de tamamladım. Eğitimin ilk sabahında sevgili Gülsün Zeytinoğlu’nun sorduğu soru bende iz bıraktı. “İlişkilerinde sen kimsin?” Sonrasında üzerinde çok çalıştığım, kendime sıklıkla sorduğum, geldiğim noktayı ve değişimlerimi takip ettiğim bir soru oldu bu soru.. Elbette takım ve ilişki koçluğu eğitimi almak ve takım ve ilişki koçluğu yapmak; insanları ve ilişkileri bütünsel olarak anlamak, tanımak yolunda bana çok hizmet etti. Ayrıca danışanlarımın da ilişkilerinde kim olduklarını farketmelerini sağlamak ve istedikleri değişime giderken onlara eşlik etmek beni çok besledi ve memnun etti. Daha sonra sadece Takım Koçluğu yapan bir koç olarak kalmadım ve 2016 yılında 6 günlük bir Koçluk Okulunun Dekanı olmak. Icf akreditasyonunu da aldığımız bu eğitimle onlarca takım koçu yetiştirdim ve modülü hazırlama ve eğitimleri verme sürecinin her adımında olağanüstü bir deneyim kazandım. Takım koçluğu, executive koç olarak beni “BİLİNÇLİ VE NİYETE DAYALI İLİŞKİLER KURMAK” yolunda çok ciddi şekilde geliştirdi.
Koçluk Okulunun Dekanı olmak...
House of Human bünyesinde verilen Koçluk eğitiminin içeriğini ve akışını güncelleme çalışmalarını yürütmek, içeriğin ve eğitimcilerin gelişimine katkıda bulunmak, koçluk eğitimi vermek, yüzlerce Profesyonel Koç ve Takım Koçu yetiştirmek, katılımcıların koçluk öğrenirken yaşadıklarını derinden gözlemlemek, katılımcıların ilk koçluk alma deneyimlerini görmek, benim koçluğun dinamiklerini her an gözlemleyip algılamama, farklı boyutlar deneyimlememe hizmet etti. Sevgili Dostlarım Umut Ahmet Tarakçı ve Nuri Murat Avcı ile harika bir yoldaşlık, üretim ve paylaşım süreci geçirdik ve bu süreç de beni besledi ve yolculuğumda bir sonraki adımı atma cesareti verdi.
Mentor olmak...
Özellikle koçluk eğitimini yeni tamamlamış olan kişilere veya üst ünvanlara çıkma yolculuğundaki koçlara ICF ünvan süreçlerinde mentorluk yapıyor olmak, yaptıkları koçlukları dinlemek, geri bildirim vermek, ICF yetkinlikleri üzerinden değerlendiriyor olmak benim koçluk konusunda en büyük keyifle çalıştığım alanlardan biri. Ayrıca MYK Belgeli Koç (Seviye 6) sınavını geçtikten sonra bu alanda başarı hedefleyen koçlara da hizmet ediyor olmak yeni bir macera oldu.. Her seferinde yeni bir dünyaya adım atmayı sağlayan zengin bir kapı..
Supervisor olmak...
Kariyer ve öğrenme yolculuğumda, Supervisor olmak üzere eğitim almak, eğitimde ve süreç boyunca edindiğim bilgilerin derinliği, yeni bir supervisorla çalışıyor olmak, çok deneyimli koçlarla da çalışıp supervisorlık yapıyor olmak bana yepyeni kapılar açtı. Supervisorlık eğitimini aldığım ve benim de Supervisor’ım olan sevgili Marie Farie kocaman kalbiyle ve deneyimi ile nasıl supervisor olmam gerektiği ile ilgili bana harika bir rol model oldu. Deneyimli koçların supervisorlığa getirdiği konularla ilgili onlarla çalışıyor olmak, birlikte çalıştığım koçun kendini ve danışanını yeniden keşfetmesini sağlamak, onların yollarına eşlik eden dostları ve supervisorları olmak, en derin, en anlamlı paylaşımları yapıyor olmayı sağladığı için benim en sevdiğim çalışma alanlarımdan biri oldu. Ayrıca Türkiye’nin ilk Akredite Koç Supervisor’ından biri olarak, AC’den akreditasyon almak isteyen koçlara bu yolculuklarında eşlik ediyor olmanın da gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum.
Association for Coaching Derneğinin Türkiye Akreditasyon Başkanı olmak ve AC Türkçe Koçluk başvurularında Assessor olmak...
İşte yeni bir bakış açısı daha.. Bir koçun tüm birikimini, bilgisini, felsefesini, ses kaydını dinleyip karar veriyor olmak. Değerlendirici gözlüğü ile koçları duyuyor ve anlıyor olmak çok önemli detayları fark etmemi sağladı. Bu bakış açısı eğitimlerimi, mentorluk ve supervisorlığımı da besledi. Akreditasyon için başarı detaylarda gizliymiş..
AERIS COACHING’in kurucusu olmak...
Koçlukla katkıda bulunma yolcuğumun zirvesi şu anda burası sanırım.. yolcuğuma girişimci olarak, AERIS koçlarına olan sorumluluğumla, tam bir kararlılık ve özveri ile, coşkuyla, merakla devam ediyorum. Profesyonel Koç yetiştirme adına her güne taze bir heyecanla başlıyorum.. AERIS COACHING’in koçluk felsefesini ayrı bir yazıda paylaşacağım...
Meltem olmak...
Kişisel özelliklerim, değerlerim, inançlarım, güçlü yanlarım tüm bu geniş yelpazedeki bilgi ve tecrübe birikimim ile birleştiğinde danışanları ile dans eden bir koç olarak Meltem’i oluşturdu.
Örnek olma niyetim ve sürekli öğrenme ve gelişmeye olan inancım beni yolda tutu. BAŞARISIZLIK YOKTUR, ÖĞRENME VARDIR mottosuna inanırım. Bu da beni hep yolda tutar. Bu yaklaşımla danışanmalarıma karşı yargısız, anlayışlı ve destekleyici bir koçumdur. Ayrıca çok çeşitli koçluk okullarının bilgilerini ve yaklaşımlarını birleştirdiğim için esnekliğim, uyumluluğum ve sunduğum çeşitlilik danışanlarıma hizmet etmektedir. Kurumsal hayatta 17 sene İK Yöneticisi olarak çalışmış olmam da kurumsal hayatta üst düzey yöneticilerle çok rahat ilişki ve iletişim kurabilen bir executive coach olmama hizmet etti.
Hedefim :
Danışanlarımın iç koçlarının oluşması. “Inner coach- İç Koç” kavramının çok önemli olduğu düşünüyorum. Danışanlarımın koçluk sürecinden sağlayabilecekleri en önemli faydanın iç koçları ile buluşmaları olduğunu düşünüyorum. Koçlukta “Konu değil kişi önemli” diyoruz. Danışanlarım bana bağımlı olmayan, farkındalığı yükselmiş, kendilerini daha yakından tanımış, gerektiğinde kendi kendilerine koçluk yapabilen, inner coach’larını beslemiş bireyler olduklarını görmek benim en büyük mutluluğum ve hedefim.
Kendi adıma da hedefim; olma yolculuğunda keşfe-öğrenmeye-öğretmeye devam eden, bilgiyi-uygulamayı hep taze tutan, meraklı- paylaşımcı, hayatı keyifle yaşayan Meltem olarak bu yolculuğa devam etmek.







YAZAN: Meltem Ulu Yavuz
NEDEN KOÇLUK AKREDİTASYONU?
Koçluğu, hem mesleğim olarak hem de hayatımın her alanında yarattığı pozitif değişimi derinden deneyimlemiş biri olarak, büyük bir aşkla yaşıyorum. Bu aşkla harmanlanmış, pozitif değişime yönelmiş enerjiyi ve ışığı yaymak adına büyük bir keyif ve coşku ile her günümde çalışıyor ve üretiyorum. Anlam aramaya, anlamı arayanlara eşlik etmeye, kendisi de Koç olma yolculuğuna çıkıp bu ışığı yaymaya niyet edenlerle birlikte yürümeye, tüm biriktirdiklerimi paylaşarak ve onlardan öğrenerek büyümeye devam etmeye bayılıyorum. İnsandaki güzelliği görüyorum ve güzel insanlarla buluşuyorum yolculuğumda. Süreçte olarak ve etrafımdaki tüm insanlarla anı paylaşarak çokça farkındalık ediniyor, kendimle temas kuruyor, öğreniyor, gelişiyor, değişiyor, hem kendime hem de diğerlerine şahitlik ediyorum. Bugünlerde; bol bol benim ve sevdiklerimin sağlığına, mutluluğuna şükrederek ve iyi ki koçluk diyerek anımı yaşıyorum:)
Neden akreditasyon yolculuğuna çıkayım?
Peki koçluğu bu kadar anlam dolu bir şekilde yaşıyorsam niye yine de koç akreditasyonu yolculuğunu defalarca yaşadım, ünvanlar aldım? “Ben memnun müşterim memnunsa ünvanla kendimi ispatlamaya neden ihtiyaç duyayım?” diye soruyor bazen koçlar.. Ben soruyu bu şekliyle sormadım. “Kurumsal hayattan ve şimdiye kadar gururla yaptığım mesleğimden yeni bir mesleğe, koçluk mesleğine geçmeyi seçtiğime göre bu mesleği en doğru ve en saygın şekilde yapmak için nasıl bir yol takip etmeliyim, neler yapmalıyım?” diye sordum.. Yıllardır bu sorunun cevabının ışığında çiziyorum yolumu, seçimlerimi buna göre yapıyorum. Zaman zaman dönüp soruyu tekrar soruyorum, yeni yollar, yeni hedefler, mesleğim için yeni roller çıkıyor karşıma ve zenginleştiriyorum yolumu yeni zamana, yeni ben’e göre.. 2012’den beri dolu dolu yaşanan bu yolculuğumda bulduğum cevapları ve takip ettiğim yolu sizinle birkaç yazıda paylaşmak istiyorum. Benim yolculuğumda en önemli gördüğüm noktalardan biri koç akreditasyon sürecinden geçmek, unvan almak oldu. Bu yüzden bu yazıda öncelikle akreditasyonla başlayalım ve profesyonel Koçların akreditasyon süreçlerinden geçmesinin, unvan almasının faydasına farklı açılardan bakalım. Bir sonraki yazımda benim akreditasyon sürecimdeki adımlarımı ve sizlerin yolculuğunu kolaylaştıracak önerilerimi paylaşacağım.
Koç Akreditasyonu;
Koçluk hizmeti alanlara ne sağlar?
Koçun kendisine sağlar?
Koçluk mesleği & topluluğuna ne sağlar?
Koçluk hizmeti alanlara ne sağlar? : Şimdi AC Türkiye Akreditasyon Başkanı kimliğimle anlatayım: AC’nin koçluk mesleğinde mükemmellik standartlarını desteklemeye yönelik taahhüdü, koçluk
hizmeti alanlara, akreditasyon süreçlerinden başarı ile geçmiş koç veya koçluk eğitim kurumunun sağlam bir Koçluk Yetkinlik Çerçevesi dahilinde çalıştığını, Koçlar, Mentorlar ve Süpervizörlere yönelik Küresel Etik Kuralları’na bağlı olduğunu ve sahip olduğu akreditasyonun standartlarına uyduğunu ortaya koyan bir güvenilirlik sunmaktadır. Aynı şekilde ICF akredite Koçluk Eğitimleri sunan bir koçluk okulu kurucusu ve MCC bir koç olarak da ICF ünvanı taşıyan koçların da müşteriye aynı güvenilirliği garanti ettiğini söylemek isterim.
Koçun kendisine sağlar?
Koçlar akreditasyon sürecinde teorik ve akademik konulardan ziyade mesleği icra uygunluğuna odaklanılan yoğun bir süreçte yüksek mesleki standartlar açısından kendilerini değerlendirme ve gelişmeye devam etme fırsatı yakalarlar. Koçluk mesleğinin olgunlaşma sürecinde, hem bireyler hem de kuruluşlar olarak koçluk hizmeti alanların koçları karşılaştırma ve ayırt etme yollarına ihtiyaç duyduğu görülmüştür. Kişiler yatırım yapmadan önce bir koçun, süpervizörün veya eğitim programının etkili olabileceğini ve verilen hizmetin amaca uygun olacağını bilmek isterler. Akreditasyon bu süreçte koçun uygunluğunun bir göstergesi haline gelmiştir.
Koçluk mesleği & topluluğuna ne sağlar?
Akreditasyon sürecinde olan veya bu süreçten geçmiş koç supervisor’ı ile düzenli bir plan dahilinde görüşen, profesyonel olarak sınırlarını ve etik kuralları çok iyi bilen, CCE’ler, CPD’ler ile kendini geliştirmeye devam eden, koçluk felsefesini yazmış, çalışma alanını belirginleştirmiş, gelişim yolculuğunda hedefleri ve planları olan bir koçtur. Bu profesyonellikteki koçlar mesleğimizin toplumda doğru şekilde bilinirliğini ve temsilini güçlü şekilde yapmaya devam edecekler ve mesleğe yeni girmekte olan koçlara rol model olmak adına önemli bir görev üstleneceklerdir.
ICF ve AC dernekleri çatısı altında Koçluğu hem aşkla gönülden ve hem de profesyonel bir meslek olarak görüp yaşatanlar olarak her birimizin akreditasyon süreçlerinden geçmemizin ve ünvanlarımızı almamızın bir anlamda mesleğimize duyduğumuz saygının ve koçlukta rol model olma görevimizin bizlere getirdiği bir sorumluluk olduğu inancındayım.
Ya siz?
.png)
.png)
YAZAN: Meltem Ulu Yavuz
AKREDİTASYON YOLCULUĞU...
Bir önceki paylaşımımda “Neden akreditasyon yolculuğuna çıkayım?” sorusuna cevap aramıştık. Bu yola çıkmaya niyet edenler ;) şimdi ICF veya AC’den unvan almak isterseniz nasıl bir yolun sizleri beklediğinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle bir Profesyonel Koç için unvan alma yolculuğunun çok keyifli, çok öğretici ve kendisi ile de derinden çalışma fırsatı sağladığı için çok anlamlı bir yolculuk olduğunu söylemek
isterim.
Çok keyifli: Profesyonel Koçluk eğitimini yeni tamamlamış koçlar ilk zamanlarda mesleğe nereden nasıl başlayacaklarını belirlemekte, koçluk görüşmelerinde neyi daha iyi yapmaları gerektiğini
doğru tespit etmekte, kendilerini dışardan görüp değerlendirmekte, devam edecekleri eğitimleri ihtiyaçlarına uygun seçebilmekte zorlanabiliyorlar. Benim bu süreçteki koçlarda en çok gözlemlediğim duygu Yalnızlık. Unvan alma yolculuğunda bir Mentor & Supervisor ile çalışmaya başlayan koçlarda ilk gördüğüm değişim yalnızlığın yerini güvenin, umudun, paylaşımın, öğrenmenin, yolunu çizebilmenin, desteklenmenin getirdiği keyfin alıyor olması. “Evet bir çok kişi benim geçtiğim süreçlerden geçiyormuş, zorlandığım konularda yalnız değilmişim, geribildirim alıyor olmak kafamdaki sis bulutunu dağıttı ve evet ünvan alma yolculuğu keyifliymiş” sözleri en çok duyduklarım.
Peki deneyimli koçlar neler deneyimliyor? Birebir görüşmelerle, Etik Kurallar çerçevesinde ve tümüyle gizlilik ilkesi ile yürütülen koçluk görüşmelerinin ardından elbette deneyimli koçlar da “Bu görüşme nasıldı? Neyi iyi yaptım, neyi daha iyi yapabilirdim? Danışanıma nasıl daha fazla katkı sağlayabilirim? Kaçan bir fırsat var mıydı? Bundan sonra neyi daha farklı yapmalıyım?” soruları ile baş başa olurlar. Bazen danışanlardan hızlı bir ilerleme beklediği bir noktada bu ilerleme beklediği hızda ve şekilde olmadığında kendilerine dönüp bakarlar. Ve yine bu süreçte de koça Yalnızlık eşlik eder. Tüm sorularına tek başına cevap arar. Bazen cevaplar kolaylıkla akar ancak bazen de akmaz.. Koç, ünvan alma yolculuğuna başlayıp, Etik kurallar çervevesinde, supervisor’ı ile konularını paylaştığında, kendini dışardan gördüğünde, Supervisor’ının sorularını cevaplayıp, önerilerini duyup, gelişmeye devam ettiğinde.. keyif işte oradadır. Benim en temel değerlerimin arasında da keyif var ve Mentor ve Supervisorlarımla çalışırken keyif almak, her zaman beni görüşmelerime koşa koşa götüren ve zorluklara rağmen her zaman yolda kalmamı sağlayan en önemli nokta oldu.:)
Çok öğretici: Profesyonel Koçlar için unvan alma süreci durup kendine yeniden bakmak, öğrendiklerini tekrar gözden geçirmek, bir dış gözden kendini görmek, Koçluk Yetkinlikleri odağından kendini değerlendirmek, AC Unvan Süreci Başvuru içeriklerini oluştururken derinlemesine çalışmak - yazmak, danışanından izin alarak kaydettiği kendi koçluk ses kayıtlarını dinleyerek kendini duymak, Mentor & Supervisor’ından aldığı tüm geribildirimler ve önerilerle gelişmek için harika bir fırsattır. AC akreditasyon sürecindeki koç tüm bu gelişim sürecini yönetirken Association for Coaching’in olağanüstü birikimi ile oluşturduğu destekleyici dokuman ve ödevler ile yoğun bir özdeğerlendirme sürecinden geçer, Supervisor’ından destek alır. ICF akreditasyonunda ise sınava ve koçluk yetkinliklerinin değerlendirileceği ses kaydını hazırlamaya odaklanan koç kendisi ve koçluğu üzerinde yoğun olarak çalışmaya devam eder.
https://coachingfederation.org/credentials-and-standards
Üstteki linkten ICF akreditasyonlarının detaylarına ulaşabilirsiniz. Ben önce ACC sonra PCC sonda da MCC olurken sürecin tüm detaylarını keyifli ve öğretici bir yolculukta deneyimledim. Başlangıçta karşılık da görünse detayları incelediğinizde her adımın çok net tanımlandığını göreceksiniz.
https://www.associationforcoaching.com/page/KocAkreditasyonu
Üstteki bu linkten ise AC için tüm Destekleyici Dokumanlara ve Başvuru Belgelerine ulaşabilirsiniz. Süreç içinde Koçluk Felsefesi, Vaka Çalışması, Eğitim ve CPD listeleri, Etik Vaka Tartışmaları, koçluk ses kaydı, ses kaydı Transcripti, kendi ses kaydına ilişkin Öz Değerlendirme, Müşteri ve Supervisor Referans Formları ve Öz Değerlendirme & Gelişim Planı hazırlanır. Bu süreç başlı başına çok öğretici ve geliştiricidir. Benim AC’den Master Executive Coach ünvanı ve Coaching Supervisor ünvanı alma süreçlerimin her ikisinde de bildiğim ve farkında olduklarımı bir araya getirme ve yazma sürecim zihnimde olanları toplayıp önümde görmeme, gördüklerim ise gelişim alanlarımı fark etmeme ve devam edeceğim yolu aydınlatmama çok hizmet etti. Merak ederseniz, AC Akreditasyon sürecinde yazmış olduğum koçluk felsefeme aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.aeriscoaching.com/kocluk-yaklasimim-ve-felsefem-melte Çok anlamlı: ve elbette koçluğu aşkla yapanlar için unvan alma süreci anlam içermeli. Ben her bir koçluk ünvanımı alma sürecinde anlamı hem ünvan almakta buldum; ki buna ilişkin fikirlerimi bir
önceki yazımda yazmıştım; hem de koç kimliğim aracılığı ile kendi derinliklerimle temas etme yolculuğunu çok anlamlı buldum. Bu müşterinin karşısındaki Meltem kim? Ya bu soruyu böyle soran Meltem? Danışanın birkaç kez söylediğini duymayan başka bir noktaya takılıp onun peşinden giden benim hangi yanım? Paralel prosese girip en az danışanı kadar sıkışmış hisseden ben? Çalışmayı sevmediğim müşterimde ne var beni tetikleyen? Kimle görüşmemizi heyecanla bekliyorum? Danışanımda hangi duygular yoğun olduğunda o derinlikten kaçasım geliyor? Nerelerde cesaretle kalabiliyorum? Koçluk araçları ile dansta neleri seçiyor, neleri atlıyorum, neden? Sadece zihnimle de oradayım, kalbimi de getirebildim mi? Neden? Neyi görmeye, neye cesaret etmeye ihtiyacım var? Mentor & supervisorlarımla çalışmalarım her zaman kendimle de buluşmama hizmet etti ve benim için çok anlamlı oldu. Supervisor’ı olarak çalıştığım tüm koçlarla onların kendilerini daha derinden keşfetme yolculuklarına çıkmaya, cesaretle çıktıkları bu yolculukta güven vererek yanlarında olmaya, her görüşmemizi anlamlı anlara dönüştürmeyi çok değerli buluyorum. ICF akreditasyonu yolculuğundaki onlarca koçla unvan alma süreçlerine eşlik ederken, koçluklarına geribildirim verirken kendilerinde de derinleşmelerine eşlik etmekten büyük keyif alıyorum. Bu arada, AC’nin akreditasyon yaklaşımında en anlamlı bulduğum noktalardan biri Koç & Supervisor ilişkisinin unvan alana kadar kurulan ve unvan alınca biten süreli bir ilişki olarak tanımlanmıyor oluşu. AC ünvanı almış bir Profesyonel Koçun mesleğini sürdürdüğü sürece ona eşlik eden bir supervisor’ının olmasının önemi ve gerekliliğini vurgulanır AC akreditasyon prensiplerinde. Bu prensip Profesyonel Koçların unvan süreçlerinin ardından tüm meslek hayatlarını da Keyif, Öğrenme ve Anlam dolu sürdürmelerine katkı sağlayan çok değerli bir yaklaşımdır. Siz Koçlukta ünvan yolculuğunuzda neredesiniz?
Ya keyif, öğrenme ve anlam’da?
.png)
.png)
YAZAN: Sibel Aksu Güngör
PSİKOLOJİK ANTROPOLOJİ & KOÇLUK
Farkındalık… Çağımızda maddi manevi değeri olan bir algı ve duygu durumu. Bize tam olarak nasıl bir sorumluluk yüklediğini tam da bilemediğimiz bir durum. Farkında olmazsak hem kendimize hem
başkalarına zarar verebiliriz. Peki farkındalık kazanınca başkalarına ya da kendimize zarar vermeyeceğimizi garantilemiş oluyor muyuz? Ya da farkındalıkla ne yapacağımızı biliyor muyuz?
Ursula K. Le Guin “Gerçekte Olmayan Şeyler” başlıklı yazısında bir kavramla ilgili başı sıkıştığında, “sevilip sayılan anneanneler veya büyük teyzeler gibi bilge ve yumuşak başlı, ama bazen muğlak öğütler veren iki kitaba” başvurduğundan bahseder. Bu iki kitaptan biri sözlüktür. Benim de bir kavramı çalışmaya başlarken kendimi güvende ve motive hissettiğim yerdir sözlükler. Hem demlenmiş bilginin kaynağıdır hem de bünyesinde peşine düşecek heyecanlı ifadeler barındırır. Farkındalık üzerine sorularımız için de önce böyle bilge yumuşak başlı bir büyük teyzeye danışalım derim.
Türk Dil Kurumu farkındalığı “farkında olma durumu”, farkında olmayı ise “görülmesi veya bilinmesi gereken şeylerden haberi bulunmak, kavranması gereken bir şeye dikkat etmek” olarak tanımlıyor. Le Guin’in izinde büyük büyük teyze olarak kabul edebileceğimiz etimoloji sözlüğüne danışırsak farkındalığın fark kökünden türediğini göreceğiz. Büyük büyük teyzemiz “fark ayrılma, ayrışma, ayırt etme anlamına gelir” diyor bize göz kırparak. Sonuçta anlıyoruz ki farkları görebilmekle ilişkili farkındalık…
Bu da bir dert tabi. Sonuçta hepimiz farklıyız. Peki, farklara dair o bilgiyle ne yapacağız? Farklılıkları kabul etmekle seçimlerimiz ne şekilde etkilenecek? Hangi farklılıkları kabul edip hangilerini “o
kadar da farklılık olmaz canım” diyerek dışarıda bırakacağız? Kim bizden olacak? Nasıl karar vereceğiz? Aile üyelerimiz, hısım akrabalarımız, komşularımız, aynı coğrafyayı paylaşanlar, aynı dili
kullananlar, aynı dine inananalar, aynı hikayeleri dinlemiş olanlar, aynı yaşta olanlar, aynı okula gidenler, aynı müziği dinleyenler, aynı takımı tutanlar,…
Kim bu “bizden” olanlar? “Biz” ya da “öteki” olma hali için bazen “kültür” kavramının kullanıldığını duyarız ya da kullanırız. “Kültür farkı” dendiğinde bazen sınıfsal faklılıklarla ilişkilidir, bazen inanç sistemleri ile. Bazen sanatla ilişkilidir bazen memleketle. Ancak kültür bunların ötesinde, peşine düştüğünüzde sizi insanlık tarihine yolculuğa çıkarırken sahip olduğunuz bütün bilgi ve inancı sorgulamanıza neden olacak çok güçlü bir kavramdır. Kültür kavramının peşine düştüğünüzde felsefe ve doğa tarihi gelenekleri üzerinde yükselmiş bir disiplinin; antropolojinin alanına girersiniz ve bir daha çıkamazsınız. Çünkü antropoloji sadece bir disiplin değildir. Bir düşünme biçimidir. İnsanı, ötekini ve ötekine referansla kendini anlamayı teşvik eden bir yaklaşımdır.
Kültür kavramının izini ekonomide, siyasette, dinde, ekolojide, psikolojide, ya da dijital dünyada takip edebilirsiniz. Benim yoluculuğum da kültür ve psikoloji arasındaki ilişkiye merakımla biçimlendi. Psikolojinin insan deneyimini incelediği üç kategorinin; algının, bilişin ve motivasyonun; kültürle ne şekilde bir etkileşim içinde olduğunu anlamanın sadece dünyanın farklı köşelerinde farklı zaman dilimlerinde bambaşka kültürlerde doğmuş, büyümüş ve yaşamış insanları değil, aynı evin içinde büyüyen çocuklarımızı anlamak için bile bir anahtar olduğunu söyleyebilirim. Duyguların öğrenilmesi, dilin düşünceyi biçimlendirmesi ya da belleğin senaristliği üzerine tartışmalar farklılıklar kadar benzerlikleri vurguladığı için sanırım psikolojik antropoloji alanını seçtim. Çünkü günümüz dünyasında farklıkların farkında olarak benzerliklere odaklanmanın önemine inanıyorum.
Bu alanın koçlukla bağını kurma konusunda yöntem benzerliği hareket noktam oldu. Antropolojinin insanı anlamak üzere dinlemeye ve gözlemlemeye dayalı yönteminin koçluk pratiği ile tamamlayıcı ilişkisi bireysel ya da topluluklar arası ilişkiler ve sosyal sorunlarla ilgili çözümler için sağlam bir zemin vaat ediyor. Bu zeminin üzerinde inşa edilecek çözümler için alanlar ve uzmanlıklar arası katkı çok değerli. Peki, sizin elinizde ne var? Gelin birlikte inşa edelim.
.png)
.png)
YAZAN: Berna Ergeç
EĞİTİMDE KOÇLUK
AERİS Eğitimde Koçluk Programının Profesyonel Koç’a sihirli etkisi nasıl gerçekleşir?
Bu sihirli etki profesyonel eğitim koçu ile öğrenci arasında karşılıklı güven ve gönüllülük ilişkisindeki bağı nasıl kuracağı ile ilgilidir. Programımız Eğitim Koçluğunu profesyonel meslek olarak yapmak isteyen koçlar için tasarlanmıştır.
Profesyonel Koçların, Eğitim Koçluğunda bilgiyle donanmalarını, Öğrencilerle çalışırken dengede olmaları adına Koçluk Varlıklarını, Koçluk kimliklerini, ICF Koçluk yetkinliklerindeki becerilerini geliştirmelerini, ICF Etik kurallarına ilişkin teori ve uygulamalarda güçlenmelerini sağlar. Eğitim programımız yapılandırılmış bir Koçluk Akış Modeli üzerinden çalışarak koçluk sürecinde daha planlı ve koçluk sözleşmesi ile desteklenmiş bir şekilde süreci profesyonelce yürütmelerini desteklemektedir.
Bu eğitimin sonunda eğitim koçları öğrencilerle çıktıkları yolculuklarında kullanabilecekleri çok sayıda araç ve teknikler ile zenginleşeceklerdir.
AERİS Eğitimde Koçluk Programını tamamlayan profesyonel koçlarımızın Öğrenciye sihirli etkisi nasıl gerçekleşir?
-
Güçlü sorular sorarak öğrencinin kendi çözümlerini bulmasını sağlar.
-
Koç öğrenciye gözlemler sonucu geri bildirimlerde bulunur.
-
Öğrenci Potansiyelini keşfederek nasıl ilerleyeceğini fark eder.
-
Öğrenci kendini tanır, potansiyelini keşfeder ve yeterliliklerini arttırır.
-
Öğrencinin aile, okul ve sosyal yaşamında pozitif yönde gelişimine katkı sağlar.
-
Öğrenci ile güven ve gizlilik esasına dayanan bir süreçtir.
-
Öğrencide iç disiplin kazanımı sağlamayı hedefler.
-
Öğrencide problemlerini fark etme - çözme yöntem becerisi gelişir.
-
Öğrencinin hedefini belirlemesi ve planlı, programlı çalışarak performansını yönetmesini destekler.
-
Öğrenci koçu, öğrencinin ihtiyaç duyduğu alanlara odaklanarak bir smokin terzisi gibi ona uygun öğrenim programını destekleyen çalışmalar yapar.
-
Koç büyük resmi görür koçluk araçları ile farkındalıkla süreci yapılandırır ve öğrencinin gelişimine sihirli katkı sağlar.
.png)
YAZAN: Onur Kocaöz
BiMilyonProje'NİN HİKAYESİ
2020 Yılının Eylül ayında koçluğun bizi değiştiren ve dönüştüren etkisi ile karşılaştıktan sonra bu etkiyi, ihtiyacı olan herkese dokunmak ve koçluğun bilinirliğini arttırmak niyeti ile benim çağrımla, Meltem’in deneyimi ve desteği’nin güveni, Senem’in ve Cansu’nun heyecanı ve koçluğa olan aşkı ile Aeris Coaching BiMilyonProje Yönetim Ekibi olarak bir araya geldik.
Bu heyecanımızı Aeris Coaching ile yolu bir şekilde kesişmiş sevgili koçlar ile paylaştığımızda bir çoğu bu heyecan ve coşkuyu bu yolda bizimle paylaşmaya gönüllü oldu. Onların güzel kalpleri ve içten desteği ile gün geçtikçe daha da büyüyen, koçluk aşkı ile çevreye dokunan ve güzelleştiren, birbirini görmedikçe özleyen kocaman bir aile haline
dönüştük ve bu aileyi çok seviyoruz.
Her geçen gün büyüyen BiMilyonProje ailemiz ile her yeni projede hep beraber yeniden başlama heyecanı ile başlıyor ve her proje kapanışında dokunduğumuz kalplerdeki yeşeren güzellikleri görüp “İyi ki Koçluk!” diyerek heyecanımızı, coşkumuzu ve aşkımızı paylaşıp büyüterek yaymaya devam ediyoruz!
2020 Eylül ayında BiMilyon Proje ekibi olarak başladığımız yolculuğumuzda heyecanla hayatlara dokunmakta ve keyifli işbirlikleri yapmaktayız.
.png)
YAZAN: Senem Kurt
BiMilyonProje'DE NELER YAPTIK?
2020 Eylül ayında BiMilyon Proje ekibi olarak başladığımız yolculuğumuzda heyecanla hayatlara dokunmakta ve keyifli işbirlikleri yapmaktayız.
TurkishWIN işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz “Stand UP” projesinde
26 CampusWIN liderine takım yönetimi, takım motivasyonu, etkili iletişim, liderlik becerileri, kariyer seçimleri, dengede kalabilme, motivasyonla harekete geçebilme, kendilerini tanıyabilme gibi farklı konularında koçluk yaptık, gençlere gelişim yolculuğunda eşlik ettik.
AERIS Coaching BiMilyon Proje ekibi ve Elor Holding iş birliği ile Beybi Plastik çalışanlarının pandeminin ve evden çalışma tarzının zorluklarına farklı ve yeni açılardan bakmalarını sağlamak ve onların yeni normalleşen dünya düzenine kolayca adapte olmalarını amaçladığımız “Tohumlar Yeşeriyor” koçluk projesinde 24 çalışana eşlik ettik.
Yeni Kadıköy Lions Kulübü ile “gençlere günümüz koşullarında nasıl destek olabiliriz” sorusu ile yola çıktık. Kendilerini daha yakından tanıma, güçlü yönlerini, gelişim alanlarını keşfetmelerine ve hedeflerini netleştirmelerine yardımcı olacak şekilde 14 öğrenciye “GELECEĞE IŞIK” koçluk projesini gerçekleştirdik.
"İçindeki Işığı Keşfet" koçluk projesi seçilmiş 12 genç yeteneğin kariyer yolculuklarına ve hayallerine odaklanabilmelerine destek olabilmek adına attığımız bir adımdı. Koçluk programı sayesinde genç çalışan coachee'lerin potansiyellerini fark etmelerini ve bu sayede umutlarını beslerken, gelecek planlarını kendileri için en verimli şekilde yapabilmeleri, hayallerini ulaşılabilir somut hedeflere dönüştürebilme potansiyellerini yaratabilmeleri bu projenin hedeflenen temel kazanımları arasındaydı.
Milyon Kadına Mentor Hareketi, STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanlarında çalışan genç kadınları (15-25 yaş) ve sektör liderlerini dijital bir platform üzerinden bir araya getirmeyi amaçlayan TürkishWIN tarafından başlatılmış olan "Milyon Kadına Mentörlük" mentorluk programıdır. Aeris Coaching BiMilyon Proje ekibinde yer alan Takım Koçları olarak projede yer alan 200 Mentore Grup Süpervizyonu sağlamaktayız.
.png)
YAZAN: Cansu Ertemiz
BiMilyonProje'DE ANLAMI BULDUK...
BiMilyonProje olarak yaptığımız her gönüllü proje sonrasında her seferinde “İyi ki Koçluk!” diyoruz ve harika hissediyoruz. Peki bunun altında ne mi var?
Her proje başlangıcında harika niyetler ve hedefler ile dernekler ile ve onlar aracılığı ile danışanlarımızla buluşuyor ve projeleri başlatıyoruz. Keyifli bir tanışma toplantısı ile bir araya gelip gençlerin, danışanlarımızın hayallerini dinliyoruz. Sonrasında neler mi oluyor, herkesi koçları ile eşleştirip yolculuklarını izlemeye başlıyoruz.
Her seferinde kurulan içten ve samimi bağlar ile başlayan kendini keşif heyecanı ile derinleşerek, hayalleri hedeflere dönüştürüp, hedeflere giden yoldaki engelleri bir bir görüp kaldırarak bazen üzerinden atlayarak, bazen atılan adımların bazen ise gerçekleşen hayallerin ulaşılan hedeflerin mutluluğu ve heyecanı ile, koçluk dokunuşunun onların hayatında ve sonra çevrelerindeki güzelleştiren etkilerini duyarak, en çok da kendileri ile daha yakından tanışan gençlerin gözlerinden kalplerinden taşan ışıltıyı ve kendi güçlerini
keşfettikleri anların keyfini ve coşkusunu paylaşarak projeleri kapatıyoruz. Her proje kapanışında çok güzel niyetler ile atılan bir iyilik tohumunun sevgi ile büyüyerek çoğaldığını ve kocaman bir ormana dönüşmeye başladığını görüyoruz. Burdan aldığımız keyif ile işimize her gün daha da aşık oluyoruz ve yine “İyi ki Koçluk!” diyoruz .
.png)
DEĞİŞİM EVDE BAŞLAR, KOÇLUK EVDE BAŞLAR
“Değişim evde başlar, koçluk evde başlar” yaklaşımını gençler ve koçlarla tartıştık. Raporu keyifle okumanız için paylaşıyorum.
DEĞİŞİM EVDE BAŞLAR…
Destekleyen : Associction for coaching, AC Türkiye
Yer : İTÜ Maslak Yerleşkesi ARI 3 Konferans Salonu
Tarih : 27 Nisan 2018 13:00-16:30
Yöntem : Görgül, paylaşımlı oturum.
Evde koçluğu çalışmak üzere, iki farklı yol benimsedik: İlki özenle hazırladığımız 4 adet soruyu önce öğrencilere, grup koçluğu yaparak sormak. Sonrasında aynı soruları ebeveynlere konferans içinde sözlü ve yazılı düz metin olarak sormak.
Bu sorulara aldığımız cevapları ve değerlendirmeleri ekte bulacaksınız. Aynı gün, 3 uzmanımız ile de Evde Koçluğu panel niteliğinde tartıştık. Katılımcılarımız Wis-mom kurucularında Şebnem Gürün Özeren, Profesyonel Takım Koçluğu programı yaratıcısı ve eğitmeni Meltem Ulu Yavuz, Psikolog ve koç Nazlı Eda Yavuz oldular. Aileler, çiftler ve gençler ile yaptıkları koçluk seanslarından örnekler ile koçluğu tartıştılar.
Bu raporda incelenen 4 soruyu; bunlara verilen cevapları ve en son kısımda tüm cevaplamalardan yola çıkarak yaptığımız; kelime avcılığı ve yorumlarımızı bulacaksınız.
İlk soru : Anne-Babaların çocuklarından beklentileri ne? Sence koçluk burada nasıl işe yarar?
Gençlerin cevapları :
“Ürettikleri bir nesneyi sergileyen bir zanaatkar gibi davranmalarını olabilir. Koçluk burada yönlendirme amacı gütmeden içteki cevheri keşfetme konusunda fayda sağlayabilir.”
“Başarı, statü, ün. Çocuğun aslında ne istediği, karar vermesini sağlayabilir”.
“Kendi istediklerini fark etmeleri gerek çocukların ! Aileler buna fırsat tanımayı öğrenmeli”.
“Saygı ve sevgi çerçevesinde iletişim kurabilmek. Anne-babalar çocuklarından genellikle çok başarılı yerlere gelmesini bekliyor, iyi üniversitelerde okumak, kariyer olarak iyi yere gelmelerini sağlamaya çalışmak gibi beklentileri vardır çocuklarından. Koçluk burada herkesin aynı kişiliğe sahip olmadığını fark ettirmede işe yarayabilir”.
“Mutlu olmalarını bekler. Mükemmel olmalarını bekler. Mükemmel aile olmaya çalışır. Mükemmel olmak zorunda olmadıklarını hatırlayabilirler. Aile bilincini öğretmemeliler, mükemmeliyetçilikten ziyade”.
“Gençliğinde eksik gördüğü durumları haklı olarak çocuklarının üzerinde hissettirirler. Yoksul aileden çıkmış anne-baba çocuğunun aynı ortamda büyümemesi için gerekeni yapar. Beklentiler: mutluluk, muhtaç olmadan hayatı idame ettirmek”.
“Bence anne-babaların beklentileri başkalarına anlatırken gurur duyabilecekleri ve genel olarak onların istekleriyle uyumlu çocuklar. Bence koçluk bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu daha doğrusu doğru ve yanlışın göreceli kavramlar olduğunu fark etmelerini sağlar”.
Değerlendirmemiz :
Gençler, anne babanın mükemmellik anlayışının farkında ve bunu anlayış ile karşılıyor. Diğer yandan gençlerin mutluluk beklentisini de anlamalarını istiyor. Bu noktada koçluk gençleri duymak için işe yarar.
Davetli koçların cevapları :
“Çocuğumun “mutsuzluk” gibi büyük bir lafı gelişigüzel kullanması ve bu duyguyu giymesini istemiyorum. Duygularının ve kendisinin farkına varması, barışık olması ve kendisini besleyecek doğru kanalları bulabilmesi”
“Mutlu bir hayat sürebilmesi için hayatını kurabilmesini sağlamak hedefim. Beklentim bunu sağlayabilecek altyapıyı oluşturmak”.
“Başarılı olmaları, sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyorum. Arkadaşlarıyla ilişki kurmalarını, saygılı, iyi ahlaklı olmalarını bekliyorum. Koçluk çocuklarımın kendi yollarını kendilerinin bulması için rehberlik etmek anlamında önemli”.
“Çocuk nasihatten ve tavsiyeden anlamaz, red eder. Koçluk çocuğa neler istediğini sorup ebeveynin uygun olanı desteklemesi, uzlaşmayı ve çocuğun etkin verimli gelişmesini sağlar”.
“Anne babalar çocuklarından kendi boşluklarını doldurmalarını bekliyor. Çocuklar anne baba için etiket oluyor. Koçluk çocuğunu birey olarak anlamaya yarıyor”.
“Kendi kanatları üzerinde uçabilecek şekilde yetişmelerini, sorumlu, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaları. Koçluk onları anlamaya yarar”.
“Anne olarak benim beklentim; çocuklarım yeterli ve güvenli bir şekilde hayata hazırlanmaları ve kendi yaşamlarının dümenine geçmeleri. Benim çocukluğumla onlarınki bambaşka dünyalar”.
“Soru ne bekler ve ne beklemeli diye ikiye ayrılmalı. Doğduğu andan itibaren kendisine atanan kavram ve değerlere uyması beklenir”.
“Çocuk kusursuz bir proje ebeveynler için. Toplumda tanınma, kendileri için kültürel doyum. Birey olduğumuz zaman aslında gerçek bir aile oluruz”..
“Güven ortamı sunmaları. Karşılıklı ihtiyaç ve değerlerin çiğnenmesi adına ortak dil oluşturmak adına koçluk yapılabilir”.
“Anne babalar farkında olmadan yoğurmaya, yönlendirmeye çalışıyorlar. Koçluk onların yolculuğunda “eşlik eden” olmaya yardımcı olabilir. Daha iyi dinlemeyi, daha iyi anlamayı sağlayabilir”.
“Sorumluluklarının farkında olmaları. Farkındalıklarını arttırmak”.
“Anı yaşayan, mutlu, sorgulayan entelektüel çocuklar olmaları. Çocukları etkin bir şekilde dinleyip empati yapmak işe yarardı”.
Değerlendirmemiz :
Bu paylaşıma katılan koçlar ile gençlerin birbirine yakın şeyler söylediğini tespit ettik. Her iki taraf da durumun farkında. Her iki taraf da koçluğun işe yarayacağını düşünüyor. Burada koç, anne veya baba, genç danışan olacak. Eğer yargısız bir koçluk süreci olur ise gençler kendilerini açmak ve paylaşımda bulunmaya hazırlar.
Diğer yandan, kendisi koç olup, anne-babasına koçluk yaptığını belirten katılımcılarımız da oldu. Bu süreçte koçluk ebeveynlerimizi tanımak ve onları olduğu gibi kabul etmekte yardımcı oluyormuş.
İkinci soru : Evde yaşanan gerginlik/fikir ayrılıklarına koçluk nasıl yardımcı olur? Özellikle taraflardan biri suçlayıcı ve yargılayıcı ise…
Gençlerin cevapları :
“Kişiliğini tanıyarak doğru iletişimi kurmaya yardımcı olabilir. Bence kavga tartışma varsa bir yerde sebebi iletişimsizliktir”.
“Empati kurmaya yardımcı olabilir. Karşısındakini anlamak gerekir”.
“Bir taraf suçlayıcı, yargılayıcı ise genellikle karşı tarafın daha anlayışlı ve alttan alabilen bir yapıya sahip olması gerekiyor bence”.
“Suçlanan tarafa olayı yönetmeyi öğretip durumu düzeltmek, diğer tarafa da kendini sorgulatmak” “Sükunet içinde karşılıklı konuşma ve empati ile huzura/anlaşmaya varılacağına inanıyorum”. “Empati yapabilmenin ve haksız kavramlarının soyutluğunu anlayabilmelerine yardımcı olur”.
Değerlendirmemiz :
Gençler cevaplarında; İletişimde sorumluluğun her iki tarafta olduğunu vurguladılar. Soruda, bir yargılayıcı taraftan bahsedilmesine rağmen; sorumluluğu iki tarafa da birden verdiler.
Davetli koçların cevapları :
“Evde koçluk değil ama koçluğun kazandırdığı tutumlar yardımcı oluyor. Ev halkının neden tepki verdiğini anlamaya ve aslında kendimde o tepkiyi tetikleyen davranışıma dönüyorum”.
“Sabırla dinlemek, anlamaya çalışmak, empati kurabilmek”.
“Empati gösterebilmek faydalı olur. Etkili ve odaklı dinleme”.
“Ortak sorulara alınacak cevaplarla uzlaştırmaya yöneltir. Taraflar kendi haline bırakılırsa zıtlaşma tırmanabilir”.
“Koçluk kişinin suçlayıcı bölgeden çıkıp anlama, dinleme, geri bildirim yapma bölgesine geçmesini sağlar”.
“Kabulde olmayı, ve onun yanında durmayı sağlıyor. Birbirlerinin duygularını anlamayı sağlar”. “Empatik dinleme ile dikkat kişiden davranışlara yönelebilir. Çözüme odaklanılabilir”.
“Etkili dinleme, empati ve sempatinin dengeli kullanımı. Sadece eş-çocuk değil anne-bab, kardeş vb etkileşimi de olmalı”.
“Dinlemek ve gerçekten duymak konusunda yardımcı olacaktır”.
“Sevgi dili ile halledilebileceğine inanıyorum. İki kişinin çözüm bulacağına inanması lazım. Etkin dinleme ve önyargısız anlamlandırma ile ortak bir çözüm bulunabilir”.
“Koçluk fikir ayrılığı ya da gerginliğin çıkış noktasını bulmaya yardımcı olup farkındalık sağlar. Ne oluyor da gerginlik oluyor”.
“Herkes birbirini olduğu yerde karşılamalı”
“Yargılamadan, eleştirmeden dinleyerek”
Değerlendirmemiz :
Empati en öne çıkan değer oldu. Koçlar, koçluk yetkinliklerinin evdeki çatışmaları çözeceğine kesinlikle inanmış durumdalar.
Üçüncü soru : İkili ilişkilerde koçluk nasıl işe yarar? Örneğin, tarafların birbirlerini özgür alan bırakması konusunda…
Gençlerin cevapları :
“Doğru iletişim kurmayı, dinlemeyi bilmeyen günümüz insanı, konuşmayı bekleyen insan yerine dinlemeye başlayan insan yer alır”.
“Birbirlerini tanımalarını ve aslında istediklerine karar vermelerini sağlamada yardımcı olabilir”. “Karşındakini anlamak, özeline saygı göstermek çok önemli bence. Merak duygusu empatinin önüne geçebiliyor bu da problem çıkarıyor bence”.
“Herkes kendi özelliklerini kabullenmeli ve kendilerine rahat ve özgür alan bırakma konusunda ikili ilişkilerde koçluk alınabilir”.
“Arabulucu olurdu”.
“Gereksiz aktarılan kırıcı sözlerin aktarılmayacağını düşünüyorum”.
“Bence empati yeteneğini insanlara aşılamak konusunda işe yarar”.
Değerlendirmemiz :
Koçluğa oldukça güçlü anlam yükleyen bir gençlik var. Bu durum koçluğu gençlerin pozitif algıladığı şeklinde yorumlanabilir. Tabi ki çok dar ve bilinçli bir grup ile çalışma yaptığımız unutulmamalı.
Davetli koçların cevapları :
“İkili ilişkide koçluk, koç olan tarafın kendisini fark etmesi, kendini beslemesi ve aslında kendilerini özgür bırakmasını sağlar. Ez cümle kendisine koçlukla elde edilen farkındalık, mutluluk ilişkiye yansır”.
“Öncelikle karşı tarafı anlayabilmek için kişiye odaklanmayı sağlar. Kişiyi anladıktan sonra beklentilerini gördükten sonra ikili ilişkilerde daha büyük başarı sağlanır”.
“Farklı kimlik/kararkterde olduğumu fark edip bu doğrultuda davranılması /iletişim biçimi/ tarzımı belirlerdim. Empatik iletişim. Dinleme”
“Tartışmak zıtlaşmayı, sorarak konuşmak da uzlaşmayı kolaylaştırır. “soruşmak” ortak paydaları ve ortak düşünceleri ürettirerek gerginlik özgürleşmeye dönüşür”.
“Kişinin varlığını kabul etme, değerli olduğunu hissettirme”.
“Birbirlerini yargılamamayı ve daha anlayışlı olmayı”.
“Direnç ortadan kalkar, özgür iradeye saygı duyulan bir ortam oluşur. Aslında tarafsız suçlamadan saf merakla sorulan sorular bambaşka dünyaları anlama olağanı verebilir. Anlayıp gelişince de çatışma azalır”.
“Karşılıklı değerlerin anlaşılmasını, bakış açılarının farkedilmesini, birbirine saygı göstermeyi, iletişim kopukluklarının giderilmesi fırsatını verir”.
“İlişkide bireylerin yol olması ya da kendini geri plana çekmesiyle başlayan çatışmalarla ilişkiler yok oluyor aslında”.
“Anlayış gelişebilir. Empati”.
“Koçluk insanı anlamaya, olduğu halini görmeye yardımcı olduğu için buna yönelik anlayış otomatik olarak ortaya çıkıyor”.
“Birbirlerine, fikirlerine saygı duymalarını sağlar”.
“Daha şiddetsiz iletişim kurulabilir. Etkin dinleme artar”.
Değerlendirmemiz :
Koçlar sorunu kendinde arama, karşı tarafı da empatik dinleme konusunda ve bunun etkileri noktasında ortak bir anlayış sergiliyorlar. Diğer yandan, üçüncü soruya geldiğimiz bu noktada koçluğu evinde sistematik bir şekilde kullanan koça rastlamadık. Konu hep yetkinlikler bağlamında kalıyor.
Koçlar, koçluğu kendileri ve iletişimleri için kullanırken, aileleri için formal bir koçluk yapamadıklarını dolaylı olarak itiraf ediyorlar.
Dördüncü soru: Evde koçlukla yetişen bireyler olsaydınız, şu an hayatınızda ne gibi değişiklikler olurdu?
Gençlerin cevapları :
“Bence, kesinlikle Türkiye’den taşınmış olurdum”.
“Daha huzurlu, farklı bölümde, belki de farklı bir yerde olurdum. İstediğim kişi olabilirdim. Aslında olduğum kişi”.
“Küçükken daha farklı şeyler denerdim. Kurslara gider kendimi geliştirirdim. Ne istediğimi bulmak için denerdim, beklemezdim”.
“Kendimi daha iyi tanıyıp, geleceğimi daha rahat ve değerlerime uygun bir şekilde planlayabilirdim”. “Daha mutlu olurdum”.
“Örneğin isteklerim, dışarı çıkış saatim gibi konularda ailem daha anlayışlı olurdu ve iletişimimiz daha doğru olurdu diye düşünüyorum”.
Değerlendirmemiz :
Koçluğun iletişime getireceği farklılık ve yaratacağı farkındalık, gençlerde büyük bir heyecan oluşturdu. Gencin var olabilmesi için, koçluk çok değerli. Çocuğunun daha mutlu olabileceğini her anne babanın duymasını isterdik.
Davetli koçların cevapları :
“Annem kendisine koçluk yapabilseydi ve kurban rolünde olmasaydı. Koçluk sayesinde kendisi ile barışsaydı ve kendini sevseydi; ben de insanın kendini sevmesinin kötü bir şey olmadığını görür ve daha önce kendimi severdim. Hem de başkalarının onayına, alkışına ihtiyaç duymadan. İşte o zaman herşey farklı olurdu”.
“Dinlemeyi daha iyi bilirdim. Önyargılarımdan arınabilirdim. Daha rahat empati kurabilirdim”.
“Daha empatik ve anlayışlı olabilirdim. Daha sakin ve yapıcı iletişimde bulunurdum çocuklarımla. Etkin dinlerdim. Farklı bir meslek yapıyor olurdum”.
“Dayatılan veya mecbur kaldığım süreçleri yaşamak yerine kendim olurdum. Yani şu anda toplam potansiyelimin ancak %50 sini yaşayabiliyorum”.
“Kendimi farkına vardığım gün daha erken olurdu. Mükemmele giderken iyiden olmazdım. Zamanı daha iyi yönetirdim”.
“Daha özgür, daha bireysel, daha özgüvenli olurdum”.
“Neyi neden yaptığımı ve yapmadığımı daha iyi anlardım. İnsan ilişkilerinde çok daha erken dönemde farkındalığım artardı. Anlama ve öğrenme farklılıklarına daha anlayışla yaklaşabilirdim”. “Dinleme anlama, anlaşılma, empati,sempati,saygı, etik gibi, kavramları erken yaşta öğrenme fırsatı olur. Koçluğu eğitimle değil alt yapıdan öğrenme fırsatı olurdu. Okul, iş, ilişkiler ve benzeri durumlarda belirgin farklı bir kişilikle sıradışı bir lider olarak görülme/algılama durumu olurdu”. “Hayata mücadele gibi bakmayıp, keyifle anı yaşardım. Işığım daha fazla parlardı”.
“Açıkçası ben öyle bir ortamda büyüdüğümü düşünüyorum. (ailem koçluk nedir bilmese de) insanın özgüvenli, sağlıklı, anlayışlı, ve empati özellikleri yüksek yetişmesine yardımcı oluyor”.
“Bence koçluk eğitiminde öğrendiğimiz konuların eğitim sistemine dahil edilmesi gerek. Günümüzde yaşadığımız (iş hayatı, günlük ilişkiler vb.) birçok sorunu yaşamazdık diye düşünüyorum”.
“Yargıları olmayan, varsayımlarla hareket etmeyen”.
“Daha doğru sorular sormayı öğrenirdim”.
Değerlendirmemiz :
Koçlar, bu soru ile kendilerini çook derin bir sorgulamanın içinde buldular. Olasılıklar denizi o kadar büyüdü ki, koçluğu mecbur tutmaya bile kalktılar.
Genel Değerlendirmemiz :
-
İlk soruda, Ebeveynler (koçlar), Çocuklarının “mutlu” olmalarını istediklerine vurgu yaparken, gençlerin cevaplarına göre, anne-babaların beklentisi “temsil”. Bu da bize “anne -babaların sahicilikleri” konusunda gençlerin şüphe içinde olduklarını gösteriyor. Evet, ebeveynler, gencin mutlu olmasını istiyor ama tam da kendisinin tarif ettiği gibi bir mutluluk olmalı bu; standartları belli bir mutluluk.
-
Hemen tüm soruların galibi, “anlamak” ve “empati”. Koçluk bu çok önemli iki ihtiyacı karşılayabilir. Hem koçlar, hem de öğrenciler bu fikirde.
-
Koçlar, empatinin dinlemeden geçtiğini çok iyi biliyorlar; ancak gençler, empati bekledikleri halde, dinleme konusuna çok daha az vurgu yapmış durumdalar. Özellikle ikinci sorudaki kelime avı bunu gösteriyor. Bir başka deyişle, gençler empatinin değerini biliyor ama yapmıyorlar.
-
Dördüncü sorunun en değerli cevabı, “kendisi olmak”. Kendisine koçluk yapılan gençlerin, kendileri gibi olacağına dair inançları, neredeyse koçların ki kadar. Koçlar ise, şimdinin verdiği tecrübe ile geçmişin ne kadar farklı olabileceğini görüyorlar.
-
Koçlarımızın vurgularından yola çıkarak; dinleme, yargısız olmak, anlamak ve empatinin çok işe yaradığı ortaya çıkıyor. Ancak bu yaklaşımları sonuca götüren üç önemli olgunluk düzeyi var : özgüven, farkındalık, kabullenme.
Koçlara özel not :
Evde koçluk, çok önemli bir ihtiyaç. Ancak, bu konuda yeterli araç ve yöntem oluşmamış durumda. Evde koçluk, geleceğin en önemli koçluk başlıklarından birisi olacak.
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)
%20Fo.png)