DEĞİŞİM EVDE BAŞLAR, KOÇLUK EVDE BAŞLAR
“Değişim evde başlar, koçluk evde başlar” yaklaşımını gençler ve koçlarla tartıştık. Raporu keyifle okumanız için paylaşıyorum.
DEĞİŞİM EVDE BAŞLAR…
Destekleyen : Associction for coaching, AC Türkiye
Yer : İTÜ Maslak Yerleşkesi ARI 3 Konferans Salonu
Tarih : 27 Nisan 2018 13:00-16:30
Yöntem : Görgül, paylaşımlı oturum.
Evde koçluğu çalışmak üzere, iki farklı yol benimsedik: İlki özenle hazırladığımız 4 adet soruyu önce öğrencilere, grup koçluğu yaparak sormak. Sonrasında aynı soruları ebeveynlere konferans içinde sözlü ve yazılı düz metin olarak sormak.
Bu sorulara aldığımız cevapları ve değerlendirmeleri ekte bulacaksınız. Aynı gün, 3 uzmanımız ile de Evde Koçluğu panel niteliğinde tartıştık. Katılımcılarımız Wis-mom kurucularında Şebnem Gürün Özeren, Profesyonel Takım Koçluğu programı yaratıcısı ve eğitmeni Meltem Ulu Yavuz, Psikolog ve koç Nazlı Eda Yavuz oldular. Aileler, çiftler ve gençler ile yaptıkları koçluk seanslarından örnekler ile koçluğu tartıştılar.
Bu raporda incelenen 4 soruyu; bunlara verilen cevapları ve en son kısımda tüm cevaplamalardan yola çıkarak yaptığımız; kelime avcılığı ve yorumlarımızı bulacaksınız.
İlk soru : Anne-Babaların çocuklarından beklentileri ne? Sence koçluk burada nasıl işe yarar?
Gençlerin cevapları :
“Ürettikleri bir nesneyi sergileyen bir zanaatkar gibi davranmalarını olabilir. Koçluk burada yönlendirme amacı gütmeden içteki cevheri keşfetme konusunda fayda sağlayabilir.”
“Başarı, statü, ün. Çocuğun aslında ne istediği, karar vermesini sağlayabilir”.
“Kendi istediklerini fark etmeleri gerek çocukların ! Aileler buna fırsat tanımayı öğrenmeli”.
“Saygı ve sevgi çerçevesinde iletişim kurabilmek. Anne-babalar çocuklarından genellikle çok başarılı yerlere gelmesini bekliyor, iyi üniversitelerde okumak, kariyer olarak iyi yere gelmelerini sağlamaya çalışmak gibi beklentileri vardır çocuklarından. Koçluk burada herkesin aynı kişiliğe sahip olmadığını fark ettirmede işe yarayabilir”.
“Mutlu olmalarını bekler. Mükemmel olmalarını bekler. Mükemmel aile olmaya çalışır. Mükemmel olmak zorunda olmadıklarını hatırlayabilirler. Aile bilincini öğretmemeliler, mükemmeliyetçilikten ziyade”.
“Gençliğinde eksik gördüğü durumları haklı olarak çocuklarının üzerinde hissettirirler. Yoksul aileden çıkmış anne-baba çocuğunun aynı ortamda büyümemesi için gerekeni yapar. Beklentiler: mutluluk, muhtaç olmadan hayatı idame ettirmek”.
“Bence anne-babaların beklentileri başkalarına anlatırken gurur duyabilecekleri ve genel olarak onların istekleriyle uyumlu çocuklar. Bence koçluk bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu daha doğrusu doğru ve yanlışın göreceli kavramlar olduğunu fark etmelerini sağlar”.
Değerlendirmemiz :
Gençler, anne babanın mükemmellik anlayışının farkında ve bunu anlayış ile karşılıyor. Diğer yandan gençlerin mutluluk beklentisini de anlamalarını istiyor. Bu noktada koçluk gençleri duymak için işe yarar.
Davetli koçların cevapları :
“Çocuğumun “mutsuzluk” gibi büyük bir lafı gelişigüzel kullanması ve bu duyguyu giymesini istemiyorum. Duygularının ve kendisinin farkına varması, barışık olması ve kendisini besleyecek doğru kanalları bulabilmesi”
“Mutlu bir hayat sürebilmesi için hayatını kurabilmesini sağlamak hedefim. Beklentim bunu sağlayabilecek altyapıyı oluşturmak”.
“Başarılı olmaları, sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyorum. Arkadaşlarıyla ilişki kurmalarını, saygılı, iyi ahlaklı olmalarını bekliyorum. Koçluk çocuklarımın kendi yollarını kendilerinin bulması için rehberlik etmek anlamında önemli”.
“Çocuk nasihatten ve tavsiyeden anlamaz, red eder. Koçluk çocuğa neler istediğini sorup ebeveynin uygun olanı desteklemesi, uzlaşmayı ve çocuğun etkin verimli gelişmesini sağlar”.
“Anne babalar çocuklarından kendi boşluklarını doldurmalarını bekliyor. Çocuklar anne baba için etiket oluyor. Koçluk çocuğunu birey olarak anlamaya yarıyor”.
“Kendi kanatları üzerinde uçabilecek şekilde yetişmelerini, sorumlu, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaları. Koçluk onları anlamaya yarar”.
“Anne olarak benim beklentim; çocuklarım yeterli ve güvenli bir şekilde hayata hazırlanmaları ve kendi yaşamlarının dümenine geçmeleri. Benim çocukluğumla onlarınki bambaşka dünyalar”.
“Soru ne bekler ve ne beklemeli diye ikiye ayrılmalı. Doğduğu andan itibaren kendisine atanan kavram ve değerlere uyması beklenir”.
“Çocuk kusursuz bir proje ebeveynler için. Toplumda tanınma, kendileri için kültürel doyum. Birey olduğumuz zaman aslında gerçek bir aile oluruz”..
“Güven ortamı sunmaları. Karşılıklı ihtiyaç ve değerlerin çiğnenmesi adına ortak dil oluşturmak adına koçluk yapılabilir”.
“Anne babalar farkında olmadan yoğurmaya, yönlendirmeye çalışıyorlar. Koçluk onların yolculuğunda “eşlik eden” olmaya yardımcı olabilir. Daha iyi dinlemeyi, daha iyi anlamayı sağlayabilir”.
“Sorumluluklarının farkında olmaları. Farkındalıklarını arttırmak”.
“Anı yaşayan, mutlu, sorgulayan entelektüel çocuklar olmaları. Çocukları etkin bir şekilde dinleyip empati yapmak işe yarardı”.
Değerlendirmemiz :
Bu paylaşıma katılan koçlar ile gençlerin birbirine yakın şeyler söylediğini tespit ettik. Her iki taraf da durumun farkında. Her iki taraf da koçluğun işe yarayacağını düşünüyor. Burada koç, anne veya baba, genç danışan olacak. Eğer yargısız bir koçluk süreci olur ise gençler kendilerini açmak ve paylaşımda bulunmaya hazırlar.
Diğer yandan, kendisi koç olup, anne-babasına koçluk yaptığını belirten katılımcılarımız da oldu. Bu süreçte koçluk ebeveynlerimizi tanımak ve onları olduğu gibi kabul etmekte yardımcı oluyormuş.
İkinci soru : Evde yaşanan gerginlik/fikir ayrılıklarına koçluk nasıl yardımcı olur? Özellikle taraflardan biri suçlayıcı ve yargılayıcı ise…
Gençlerin cevapları :
“Kişiliğini tanıyarak doğru iletişimi kurmaya yardımcı olabilir. Bence kavga tartışma varsa bir yerde sebebi iletişimsizliktir”.
“Empati kurmaya yardımcı olabilir. Karşısındakini anlamak gerekir”.
“Bir taraf suçlayıcı, yargılayıcı ise genellikle karşı tarafın daha anlayışlı ve alttan alabilen bir yapıya sahip olması gerekiyor bence”.
“Suçlanan tarafa olayı yönetmeyi öğretip durumu düzeltmek, diğer tarafa da kendini sorgulatmak” “Sükunet içinde karşılıklı konuşma ve empati ile huzura/anlaşmaya varılacağına inanıyorum”. “Empati yapabilmenin ve haksız kavramlarının soyutluğunu anlayabilmelerine yardımcı olur”.
Değerlendirmemiz :
Gençler cevaplarında; İletişimde sorumluluğun her iki tarafta olduğunu vurguladılar. Soruda, bir yargılayıcı taraftan bahsedilmesine rağmen; sorumluluğu iki tarafa da birden verdiler.
Davetli koçların cevapları :
“Evde koçluk değil ama koçluğun kazandırdığı tutumlar yardımcı oluyor. Ev halkının neden tepki verdiğini anlamaya ve aslında kendimde o tepkiyi tetikleyen davranışıma dönüyorum”.
“Sabırla dinlemek, anlamaya çalışmak, empati kurabilmek”.
“Empati gösterebilmek faydalı olur. Etkili ve odaklı dinleme”.
“Ortak sorulara alınacak cevaplarla uzlaştırmaya yöneltir. Taraflar kendi haline bırakılırsa zıtlaşma tırmanabilir”.
“Koçluk kişinin suçlayıcı bölgeden çıkıp anlama, dinleme, geri bildirim yapma bölgesine geçmesini sağlar”.
“Kabulde olmayı, ve onun yanında durmayı sağlıyor. Birbirlerinin duygularını anlamayı sağlar”. “Empatik dinleme ile dikkat kişiden davranışlara yönelebilir. Çözüme odaklanılabilir”.
“Etkili dinleme, empati ve sempatinin dengeli kullanımı. Sadece eş-çocuk değil anne-bab, kardeş vb etkileşimi de olmalı”.
“Dinlemek ve gerçekten duymak konusunda yardımcı olacaktır”.
“Sevgi dili ile halledilebileceğine inanıyorum. İki kişinin çözüm bulacağına inanması lazım. Etkin dinleme ve önyargısız anlamlandırma ile ortak bir çözüm bulunabilir”.
“Koçluk fikir ayrılığı ya da gerginliğin çıkış noktasını bulmaya yardımcı olup farkındalık sağlar. Ne oluyor da gerginlik oluyor”.
“Herkes birbirini olduğu yerde karşılamalı”
“Yargılamadan, eleştirmeden dinleyerek”
Değerlendirmemiz :
Empati en öne çıkan değer oldu. Koçlar, koçluk yetkinliklerinin evdeki çatışmaları çözeceğine kesinlikle inanmış durumdalar.
Üçüncü soru : İkili ilişkilerde koçluk nasıl işe yarar? Örneğin, tarafların birbirlerini özgür alan bırakması konusunda…
Gençlerin cevapları :
“Doğru iletişim kurmayı, dinlemeyi bilmeyen günümüz insanı, konuşmayı bekleyen insan yerine dinlemeye başlayan insan yer alır”.
“Birbirlerini tanımalarını ve aslında istediklerine karar vermelerini sağlamada yardımcı olabilir”. “Karşındakini anlamak, özeline saygı göstermek çok önemli bence. Merak duygusu empatinin önüne geçebiliyor bu da problem çıkarıyor bence”.
“Herkes kendi özelliklerini kabullenmeli ve kendilerine rahat ve özgür alan bırakma konusunda ikili ilişkilerde koçluk alınabilir”.
“Arabulucu olurdu”.
“Gereksiz aktarılan kırıcı sözlerin aktarılmayacağını düşünüyorum”.
“Bence empati yeteneğini insanlara aşılamak konusunda işe yarar”.
Değerlendirmemiz :
Koçluğa oldukça güçlü anlam yükleyen bir gençlik var. Bu durum koçluğu gençlerin pozitif algıladığı şeklinde yorumlanabilir. Tabi ki çok dar ve bilinçli bir grup ile çalışma yaptığımız unutulmamalı.
Davetli koçların cevapları :
“İkili ilişkide koçluk, koç olan tarafın kendisini fark etmesi, kendini beslemesi ve aslında kendilerini özgür bırakmasını sağlar. Ez cümle kendisine koçlukla elde edilen farkındalık, mutluluk ilişkiye yansır”.
“Öncelikle karşı tarafı anlayabilmek için kişiye odaklanmayı sağlar. Kişiyi anladıktan sonra beklentilerini gördükten sonra ikili ilişkilerde daha büyük başarı sağlanır”.
“Farklı kimlik/kararkterde olduğumu fark edip bu doğrultuda davranılması /iletişim biçimi/ tarzımı belirlerdim. Empatik iletişim. Dinleme”
“Tartışmak zıtlaşmayı, sorarak konuşmak da uzlaşmayı kolaylaştırır. “soruşmak” ortak paydaları ve ortak düşünceleri ürettirerek gerginlik özgürleşmeye dönüşür”.
“Kişinin varlığını kabul etme, değerli olduğunu hissettirme”.
“Birbirlerini yargılamamayı ve daha anlayışlı olmayı”.
“Direnç ortadan kalkar, özgür iradeye saygı duyulan bir ortam oluşur. Aslında tarafsız suçlamadan saf merakla sorulan sorular bambaşka dünyaları anlama olağanı verebilir. Anlayıp gelişince de çatışma azalır”.
“Karşılıklı değerlerin anlaşılmasını, bakış açılarının farkedilmesini, birbirine saygı göstermeyi, iletişim kopukluklarının giderilmesi fırsatını verir”.
“İlişkide bireylerin yol olması ya da kendini geri plana çekmesiyle başlayan çatışmalarla ilişkiler yok oluyor aslında”.
“Anlayış gelişebilir. Empati”.
“Koçluk insanı anlamaya, olduğu halini görmeye yardımcı olduğu için buna yönelik anlayış otomatik olarak ortaya çıkıyor”.
“Birbirlerine, fikirlerine saygı duymalarını sağlar”.
“Daha şiddetsiz iletişim kurulabilir. Etkin dinleme artar”.
Değerlendirmemiz :
Koçlar sorunu kendinde arama, karşı tarafı da empatik dinleme konusunda ve bunun etkileri noktasında ortak bir anlayış sergiliyorlar. Diğer yandan, üçüncü soruya geldiğimiz bu noktada koçluğu evinde sistematik bir şekilde kullanan koça rastlamadık. Konu hep yetkinlikler bağlamında kalıyor.
Koçlar, koçluğu kendileri ve iletişimleri için kullanırken, aileleri için formal bir koçluk yapamadıklarını dolaylı olarak itiraf ediyorlar.
Dördüncü soru: Evde koçlukla yetişen bireyler olsaydınız, şu an hayatınızda ne gibi değişiklikler olurdu?
Gençlerin cevapları :
“Bence, kesinlikle Türkiye’den taşınmış olurdum”.
“Daha huzurlu, farklı bölümde, belki de farklı bir yerde olurdum. İstediğim kişi olabilirdim. Aslında olduğum kişi”.
“Küçükken daha farklı şeyler denerdim. Kurslara gider kendimi geliştirirdim. Ne istediğimi bulmak için denerdim, beklemezdim”.
“Kendimi daha iyi tanıyıp, geleceğimi daha rahat ve değerlerime uygun bir şekilde planlayabilirdim”. “Daha mutlu olurdum”.
“Örneğin isteklerim, dışarı çıkış saatim gibi konularda ailem daha anlayışlı olurdu ve iletişimimiz daha doğru olurdu diye düşünüyorum”.
Değerlendirmemiz :
Koçluğun iletişime getireceği farklılık ve yaratacağı farkındalık, gençlerde büyük bir heyecan oluşturdu. Gencin var olabilmesi için, koçluk çok değerli. Çocuğunun daha mutlu olabileceğini her anne babanın duymasını isterdik.
Davetli koçların cevapları :
“Annem kendisine koçluk yapabilseydi ve kurban rolünde olmasaydı. Koçluk sayesinde kendisi ile barışsaydı ve kendini sevseydi; ben de insanın kendini sevmesinin kötü bir şey olmadığını görür ve daha önce kendimi severdim. Hem de başkalarının onayına, alkışına ihtiyaç duymadan. İşte o zaman herşey farklı olurdu”.
“Dinlemeyi daha iyi bilirdim. Önyargılarımdan arınabilirdim. Daha rahat empati kurabilirdim”.
“Daha empatik ve anlayışlı olabilirdim. Daha sakin ve yapıcı iletişimde bulunurdum çocuklarımla. Etkin dinlerdim. Farklı bir meslek yapıyor olurdum”.
“Dayatılan veya mecbur kaldığım süreçleri yaşamak yerine kendim olurdum. Yani şu anda toplam potansiyelimin ancak %50 sini yaşayabiliyorum”.
“Kendimi farkına vardığım gün daha erken olurdu. Mükemmele giderken iyiden olmazdım. Zamanı daha iyi yönetirdim”.
“Daha özgür, daha bireysel, daha özgüvenli olurdum”.
“Neyi neden yaptığımı ve yapmadığımı daha iyi anlardım. İnsan ilişkilerinde çok daha erken dönemde farkındalığım artardı. Anlama ve öğrenme farklılıklarına daha anlayışla yaklaşabilirdim”. “Dinleme anlama, anlaşılma, empati,sempati,saygı, etik gibi, kavramları erken yaşta öğrenme fırsatı olur. Koçluğu eğitimle değil alt yapıdan öğrenme fırsatı olurdu. Okul, iş, ilişkiler ve benzeri durumlarda belirgin farklı bir kişilikle sıradışı bir lider olarak görülme/algılama durumu olurdu”. “Hayata mücadele gibi bakmayıp, keyifle anı yaşardım. Işığım daha fazla parlardı”.
“Açıkçası ben öyle bir ortamda büyüdüğümü düşünüyorum. (ailem koçluk nedir bilmese de) insanın özgüvenli, sağlıklı, anlayışlı, ve empati özellikleri yüksek yetişmesine yardımcı oluyor”.
“Bence koçluk eğitiminde öğrendiğimiz konuların eğitim sistemine dahil edilmesi gerek. Günümüzde yaşadığımız (iş hayatı, günlük ilişkiler vb.) birçok sorunu yaşamazdık diye düşünüyorum”.
“Yargıları olmayan, varsayımlarla hareket etmeyen”.
“Daha doğru sorular sormayı öğrenirdim”.
Değerlendirmemiz :
Koçlar, bu soru ile kendilerini çook derin bir sorgulamanın içinde buldular. Olasılıklar denizi o kadar büyüdü ki, koçluğu mecbur tutmaya bile kalktılar.
Genel Değerlendirmemiz :
-
İlk soruda, Ebeveynler (koçlar), Çocuklarının “mutlu” olmalarını istediklerine vurgu yaparken, gençlerin cevaplarına göre, anne-babaların beklentisi “temsil”. Bu da bize “anne -babaların sahicilikleri” konusunda gençlerin şüphe içinde olduklarını gösteriyor. Evet, ebeveynler, gencin mutlu olmasını istiyor ama tam da kendisinin tarif ettiği gibi bir mutluluk olmalı bu; standartları belli bir mutluluk.
-
Hemen tüm soruların galibi, “anlamak” ve “empati”. Koçluk bu çok önemli iki ihtiyacı karşılayabilir. Hem koçlar, hem de öğrenciler bu fikirde.
-
Koçlar, empatinin dinlemeden geçtiğini çok iyi biliyorlar; ancak gençler, empati bekledikleri halde, dinleme konusuna çok daha az vurgu yapmış durumdalar. Özellikle ikinci sorudaki kelime avı bunu gösteriyor. Bir başka deyişle, gençler empatinin değerini biliyor ama yapmıyorlar.
-
Dördüncü sorunun en değerli cevabı, “kendisi olmak”. Kendisine koçluk yapılan gençlerin, kendileri gibi olacağına dair inançları, neredeyse koçların ki kadar. Koçlar ise, şimdinin verdiği tecrübe ile geçmişin ne kadar farklı olabileceğini görüyorlar.
-
Koçlarımızın vurgularından yola çıkarak; dinleme, yargısız olmak, anlamak ve empatinin çok işe yaradığı ortaya çıkıyor. Ancak bu yaklaşımları sonuca götüren üç önemli olgunluk düzeyi var : özgüven, farkındalık, kabullenme.
Koçlara özel not :
Evde koçluk, çok önemli bir ihtiyaç. Ancak, bu konuda yeterli araç ve yöntem oluşmamış durumda. Evde koçluk, geleceğin en önemli koçluk başlıklarından birisi olacak.